Yemek israfının önlenmesi ve gıda bankacığının yaygınlaştırılması araştırmasını tamamlayarak raporlaştıran TBMM, bakanlıklardan gıda bankacılığının önünün açılmasını istedi. Rapordaki öneriler ve tespitlerden bazıları şöyle: Gıda bankacılığının tüm aşamalarında yer, stok ve depolama, soğuk zincir kurulması konularında kamu desteği gerekiyor. Tarlada fazla olan ve ekonomik değeri olmayan ürünlerin ihtiyaç sahiplerine ulaştırılmalı. Gıda bankacılığına bağış yapan özel sektöre vergi teşviki sağlanmalı.
Gıda bankacılığı yapan dernek ve vakıflara kişisel verilerin gizliliğine riayet edilerek mükerrer yardımları önlemek üzere bilgi paylaşım sistemi kurulmalı. Ders müfredatı içerisine gıda israfının önlenmesinin girmesi, film senaryoları ve projelere gizli ve açık mesajlar yerleştirilmeli.
Üçte biri ‘israf’
TBMM Dilekçe Komisyonu Başkanı Belma Satır’ın başkanlığında salı günü görüşülecek olan, “Gıda Bankacılığı” raporunda, bu sektör, “İşletmelerin stoklarında bulunan gıda, giyecek, yakacak ve temizlik maddelerinden son kullanma tarihi yaklaşmış, paketleme veya üretim hatası bulunan, ihracat veya ihtiyaç fazlası gibi sebeplerden değerini kaybeden veya zayi olacak maddelerin ihtiyaç sahibi insanlara ulaştırılmasını sağlayan işletmeler ile dernek ve vakıflar arasında köprü oluşturan bir organizasyon” şeklinde tanımlanıyor.
Raporda, şu tespit ve öneriler yer alıyor:
– Türkiye’de fertlerin yaklaşık yüzde 1.58’i açlık sınırının, yüzde 14.7’si ise yoksulluk sınırının altında yaşamakta. Türkiye’de 1 milyon 250 bin kişi açlık sınırının altında, 12 milyon kişi ise yoksulluk sınırının altında yaşamakta. Buna karşın ise dünyada insani tüketim için üretilen gıdanın neredeyse üçte biri, yani yaklaşık 1.3 milyar ton gıda, israf edilmektedir. Bütün bu yapılan araştırmalar gıda bankacılığı ve benzeri sistemlerin ne kadar gerekli olduğunun bir göstergesidir.
Hukuki boşluk var
– Gıda bankacılığı uygulamasının tamamını içine alacak yeni bir mevzuat düzenlemesine ihtiyaç vardır. Gıda bankasının tanımı ve standartları konusunda bir hukuki boşluk olduğu aşikardır.
– Gıda bankacılığı faaliyeti yapan dernek ve vakıflarca gıda maddelerinin yönetici, üye ya da yakınlarına dağıtılamaması sağlanmalı.
– Dağıtım organizasyonunun kargaşa, kaos ve kişilerin mağdur olmasına sebep olmayacak şekilde planlanmış ve gerekli güvenlik önlemlerinin alınmış olması gibi standartların belirlenmesi gerekmekte.
– Ülkemizde ne yazık ki gıda bankalarına düzenli olarak bağış yapan işletme sayısı oldukça azdır. İşletmeler gıda bankacılığına yönlendirilmeli ve hatta yerel üreticiler de bu konuda bilgilendirilmeli. Şirketler bu alana çekilerek bağış yapması desteklenmeli.
– Maliye Bakanlığı’nca gıda bankacılığı kapsamındaki bağışlarda uygulanan vergi indiriminin reklamının iyi yapılması, vergi mükelleflerinin bilgilendirilmesi adına mükelleflere broşürler yollanılması bu konuda faydalı olacaktır.
Birden çok yardımlar
– Komisyonumuzda yapılan toplantılarda, gıda bankacılığı yapan dernekler, yardım yapan kuruluşlar arasında koordinasyon sorunu yaşandığını, ihtiyaç sahibi ailelerin birçok kurumdan yardım aldığı belirtilmiştir. Hem ihtiyaç sahibi ailelerin hem de bu ailelerin hangi kurumdan yardım aldığının tespit edilmesinde, sivil toplum kuruluşları ile Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakıfları arasındaki işbirliğinin önemli olduğu düşünülmektedir.
– Gıda bankacılığının tüm aşamalarında yer, stok ve depolama, soğuk zincir kurulması konularında kamu desteği gerekmektedir.
İşletmeler bağış için isteksiz
– Ürünün marka değerini düşünen işletmeler bağış konusunda isteksiz davranmaktadır. Ürünün kötü kullanılması, son kullanma tarihinden sonra birine verilmesi gibi sebepler dolayısıyla imajının zarar görme ihtimali işletmeleri bağış yapmaktan uzak tutmaktadır. İşletmeler açısından bir diğer önemli konu son kullanma tarihidir. Yurt dışında gıda bankacılığı sisteminde son kullanma tarihi geçmiş dayanıklı tüketim malları da bağışlanabilmektedir. Türkiye’de de özel düzenlemeler getirilmesi faydalı olacaktır.
– Gıda bankacılığı kapsamındaki bağışların az olmasındaki bir diğer neden şirketlerin sivil toplum örgütlerine karşı yaşadığı güven sorunu. Bağış yapılması konusunda dernekler ve vakıflar, şirketleri ikna etmekte zorlanmakta. Firmalar, bağış yapmak istese dahi karşısındaki dernek ya da vakıf hakkında aklında büyük soru işaretleri kalmakta bağış konusunda isteksiz davranmaktadır.
Üretici, bağışa yönlendirilmeli
– Üreticilerin, üretim maliyetlerini karşılamayan, olgunlaşmış ve toplanmaya hazır ürünlerini gıda bankalarına bağışlaması için çalışmalar yapılması gerekmektedir. Tarlada ekonomik değeri olmayan ya da fazla ürünlerin özellikle tarımsal bölgelerde ihtiyaç sahiplerine ulaştırılması sağlanmalıdır.