Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula Von Der Leyen,ikinci döneminin ilk 100 günü içinde Avrupa Tarımının uzun vadeli rekabetçiliğini ve sürdürülebilirliğini gözetecek bir vizyon belgesi açıklamayı vadetmişti. Von Der Leyen, çiftçilerin yeterli ve adil bir gelire sahip olması ve ürünlerini maliyetin altında satmaya zorlanmamaları gerektiğini ifade ederek teşvikler, yatırımlar ve kurallar arasında dengenin yakalanmasına duyulan ihtiyacı vurgulamıştı.
Tarım sektörü yeni çiftçiler ve girişimciler için cazip kılmak, rekabetçiliği ve dirençliliği tesis etmek, sektörde gelecek odaklı ve adil bir değer zinciri kurmayı hedefleyen ilgili tebliğ, tarım, gıda ve balıkçılık sektörlerinin AB için stratejik önemine değinerek başlamaktadır. Bu sektörlerin 450 milyon AB vatandaşına güvenli, yüksek kaliteli gıda tedarik ettiği ve küresel gıda güvenliği için anahtar rol oynadığı ifade edilmiştir. Avrupa’nın gıda güvenliği güvenirliği ve gıda egemenliğinin müzakere edilemez olduğunu belirten rapor, AB nüfusunun yüzde 25’inin kırsal bölgelerde yaşadığını ve AB’nin yüzde 75’inin kırsal alanlardan oluştuğunu dile getirmiştir. İlgili sektörlerin, AB’nin doğa ve çevreyi koruma ve iyileştirme hedefleri için de hayati bir konumda olduğu raporda belirtilmektedir.
Rapor, tarım ve gıda sektörlerinin önemli yapısal dönüşümlerden geçmekte olduğunu ifade etmiştir. Tarım faaliyetlerinin ölçeğinde ve tarım yapan nüfusun yaş dengesindeki sorunlara dikkat çeken rapor, AB çiftçilerinin yalnızca yüzde 12’sinin 40 yaşın altında olduğuna değinmektedir. Tarımdan elde edilen gelirlerin artmasına karşın, sektör gelirlerinde yaşanan artışın diğer sektörlere kıyasla düşük bir hızla gerçekleştiği belirtilmiştir. Gelir artışında yaşanan bu sınırlı ve yetersiz artış, yakın zamanda yaşanan çiftçi protestoları için temel sebeplerden biri olarak gösterilmektedir.Sektörün geleceğine ilişkin belirsizlikler de protestoların bir diğer nedeni olarak anılmıştır. Rapora göre gelirlerindeki öngörülmezlik, karmaşık kurallar, bürokratik zorluklar, yatırımları baltalayan düşük karlılık, krizlere açık üretim, demografik değişim, cinsiyet uçurumu, kırsal alanlarda temel hizmetlere erişimde zorluk ve mesleğin zorlukları, sektörün genç nesiller için cazibesini azaltmaktadır. Bu gibi itici faktörler sıralandıktan sonra rapor, çiftçilerin toplum içinde oynadığı rolün hakkıyla tanınmasının ve rekabetçiliğin öncelenmesinin gerektiğine dikkat çekerek çiftçilik mesleğinin içinde gelişebileceği, inovasyonun sektöre kolaylıkla dahil olabileceği uygun ortamın oluşturulmasının önemini vurgulamıştır. Bu ortamın kurulmasıyla sektörün faydalarının tüm topluma yayılması ve 2040 yılında daha dirençli, sürdürülebilir ve rekabetçi bir AB ve AB tarım sektörü kurulması hedefinin altı çizilmiştir.
Adil Yaşam Standardı Sunan Yeni Gelir Kapılarını Açan Cazip Bir Sektör İnşa Etmek
Çiftçilerin yalnızca kamu desteklerine bağlı olmadan yaşama isteğinin sektörün inişli çıkışlı doğası ve piyasa dalgalanmaları sebebiyle yine de bu destekleri gerekli kıldığını; ancak kamu destekleri dışında farklı gelir kaynaklarıyla adil gelir kavramının desteklenebileceği raporun bu başlığı altında ifade edilmiştir. Bu doğrultuda hem AB vatandaşlarına hem de dünyanın farklı bölgelerindeki insanlara sağlıklı ve güvenilir gıda temin eden AB çiftçilerinin sektördeki ve değer zincirindeki konumlarının güçlendirilmesi öngörülmüştür.
Bu bağlamda, tarım sektörünün finansal olarak elverişli bir hale getirilmesi ve adil olmayan ticari uygulamaların önüne geçilmesi bu başlık altında ele alınmıştır. Küçük ve orta büyüklükteki çiftliklerin daha kolaylaştırılmış gelir destekleri araçlarından faydalandırılması yönünde adımlar atılması önerilmiştir. Benzer şekilde OTP(Ortak Tarım Politikaları) desteklerinin en fazla ihtiyaç duyanlara coğrafi olarak zorunlu alanlardaki çiftçiler ve çiftçiliğe yeni başlamış çiftçilerin ve karma çiftçiler yönlendirilmesine de dikkat çekilmiştir.
GIDAYA VERİLEN KIYMETİN ARTIRILMASI VE KIRSAL BÖLGELERDE ADİL YAŞAM VE ÇALIŞMA ŞARTLARININ DESTEKLENMESİ
Tarım ve gıda için vizyon, kırsal alanlarda yaşayan nüfusun AB içindeki önemine ayrıca dikkat çekmektedir. Bu nüfusun sosyo-ekonomik sorunlarının fark edilmesi, bu doğrultuda önlemler alınarak AB’nin büyük bölümünü oluşturan ve gıda üreten bu bölgelerin sosyal ve ekonomik anlamda canlı, hareketli ve krizlere karşı direnç alanlar olmalarını önemli bir hedef olarak belirlemektedir.
Kırsal alanda hali hazırda görülen demografik sorunlar yaşlanan nüfus, kırsal alanların nüfusunun azalması, nüfusun yenilenmemesi gibi sebepler bu bölgelerde çalışabilir nüfus oranında bir düşüşe sebebiyet vermektedir. Toprağa ve sermayeye ulaşımı kolaylaştırmak, bu bölgelerde daha kaliteli kamu hizmetlerini ulaşılabilir kılmak vizyon belgesinde ifade edilmiştir. Çiftçiliğin ‘‘soyutlanma ve yalnızlık’’ ve iş hayat dengesinin kurulamamasıyla ilişkilendirilmesiyle, çiftçilerin zihin sağlığını koruyacak adımların atılması gerektiği de ilgili belgede kendine yer bulmuştur.
İleri dijital teknolojinin tarım ve gıda sektörlerinde diğer sektörlere kıyasla geri kaldığı tespiti yapılarak, kırsal alanlarda bağlantısallığı artıracak teknolojilerin kullanımı, tanıtımı dijital yeteneklerin tanıtılması ve bu konularda da danışmanlık hizmeti sunulması gerektiği belirtilmiştir.
Türk tarım sektörü AB tarım sektörüne kıyasla önemli yapısal farklar barındırmaktadır. Bununla beraber, AB’nin tarım sektöründe gıda güvenliği,gıda güvenirliliği, gıdanın da dahil olacağı şekilde stratejik özerkliğin sağlanması ve sürdürülebilirlilik temelli yaklaşımlarla gerçekleştirmeye çabaladığı dönüşüm Türkiye tarafından da yakından izlenmelidir. Kırsal alanlarda temel hizmetlere erişimin kolaylaştırılması, ekonomik canlılığın artırılmasıyla kırsalın cazibesinin yukarı çekilmesi, çiftçilikte nesilsel devamlılık ve yenilenmesinin teşvik edilmesi, sürekli mesleki eğitimlerle çiftçinin bilgi ve becerilerinin artırılması ve bilinçlendirilmesi gibi uygulamalar, Türk tarım sektörü için de ihtiyaç duyulan politikalardır.
Kaynak :
İKV’den AB Tarım Sektörünün 2040 Rotası
Tunç İbrahim Ceylan , İKV Uzman Yardımcısı
NECDET BUZBAŞ
TOBB GIDA MECLİSİ BAŞKANI